Bu Blogda Ara

14 Ağustos 2025 Perşembe

Günlükler / Ağustos 2025

17 Ağustos 2025

Ölüm, hayatı sonlandırsa da kurduğu ilişkileri öyle bir anda bitirmiyor. Hüküm sürenin vefatıyla kemiyet bitiriyor ancak bedenin irtibatlarındaki ampirik edimler, kazanımlar, kayıplar ailede, çevrede ve dahil olduğu arşivde zahiri varlığını sürdürüyor. Zihindeki görüntüsü mevtayı andığımız sürece yaşıyor.


***


Gottfried Wilhelm Leibniz'ın karmaşık savları basit hesaplamalara dönüştürecek araç ve yöntem arayışları vardır. Bir mektubunda şöyle der: Öyle olacak ki bir tartışma çıktığında iki filozof, iki muhasebeci gibi karşılıklı oturup "calculemus" haydi hesaplayalım diyecebileceklerdir


***


İngiltere kökenli liberalizm öyle sistemdir ki zengin fakirden, fakir de zenginden çalabilir. Lakin zenginin gayreti "fırsat" olarak görülür, yoksulun eylemi ise "ahlak" olarak değerlendirilir kötülük olarak yargılanır. Toplum, bir stres kaynağıdır ki insanın varlık koşulları sürekli tehdit altındadır.


***

16 Ağustos 2025

Bilgi öyle çekmecede zula edilecek, kilerde istiflenecek, kumbarada biriktirilecek afaki bir tanım değil; günlük pratikte yararlanılacak ve toplumda tüketilecek işlevsel bir olgudur. Somut bir dert olmadan düşünce üremez, hayatın verileri olmadan aradaki noktalar birleştirilmez. Bilgi olgunun gölgesinde soluklanır, değişime açıktır. Olgu ise hakikattir.


***


Düşünce ve eylem silsilemizin neresinde olağandışı bir hata yaptık da olağan zamanları özler olduk?



***


Dilde en az çaba ilkesi, tutumluluk prensibi, ekonomi yapmak ve en az gayret sarfetmek kuralı vardır. Dilde en az çaba ilkesi (veya tutumluluk prensibi, ekonomi ilkesi) dil kullanıcılarının iletişimde mümkün olan en az enerjiyi harcayarak en fazla bilgiyi aktarmaya çalıştığını söyler. Bu ilke, dilbilimde hem konuşmacıların hem de dinleyicilerin iletişim sürecini optimize etme eğiliminde olduğunu savunur. En az çaba ilkesi, ilk olarak dilbilimci George Kingsley Zipf tarafından 1949’da Human Behavior and the Principle of Least Effort adlı eserinde sistematik bir şekilde ortaya konmuştur. Zipf, insanların genel olarak davranışlarında enerji tasarrufu yapmaya eğilimli olduğunu ve dil kullanımının da bu eğilimin bir yansıması olduğunu belirtir. Bu ilke, dilin evriminde, kelime sıklığı dağılımında (Zipf Kanunu) ve dil bilgisi yapılarının basitleşmesinde etkili bir rol oynar. Örnek Fonetik ve Sesbilim: Konuşmacılar, telaffuzu kolaylaştıran ses değişimlerine yönelir. Türkçede "ne için" ifadesi günlük konuşmada "niçin"e, "niyetin ne", "niye"ye dönüşürek telaffuz çabasını azaltır. Anlamı netleştiren, kısa ve sık kullanılan kelimeler tercih edilir. Büyük yerine "kocaman" daha az tercih edilir çünkü "büyük" daha kısa ve yaygın bir kelimedir. Mesajlaşma uygulamalarında "slm" (selam), "nbr" (nasılsın) gibi kısaltmalar, NBC'nın "Bir Zamanlar Anadolu" filminde savcının söylediği gibi hakikaten yazılmasına rağmen "hakkaten" denilmesi veya emojiler; Süha Çalkivik gibi yerli yersiz düzeltme sevdalısı gramer heveslilerinin iddialarının aksine "dilde tasarruf ilkesi" yazma çabasını kısaltan ve gereksiz nefes performansını engelleyen, konuşma sarfiyatını azaltan bir kuraldır.


***


Tartışmacının sunulan argümanı tam olarak kavrayamadan bir çırpıda heyecanla inisiyatif alıp cevap vermeye çabalaması, soru'nun ona çalışmadığı yerden geldiğinin işaretidir.


***


Lenin, 1908'de kendini "felsefe araştırmacısı" olarak tanımlar. (bkz. Metis, 2009 Konferansı, s.36)


***


Yasalar örümcek ağı gibidir. Güçsüzler ağa yakalanır. Ama güçlüler ağı parçalayıp çıkarlar.


Solon (MÖ 640 - 558), aktaran Diogenes Laertios - Solon 58







14 Ağustos 2025

Birinin sürekli yalan söylemesinin ne anlama geldiğinin açıklamasına ruh bilimleri kitaplarında sık rastlarız ama sürekli yalandan beslenen güruhların yaşam formatlarını, kitlesel histerinin bulaşıcılığını, ishalin nedenlerini toplumbilimi sözlüklerini tarasak da bulamayız. Kurtarmak istedikleri şahsiyetleri, sahih olmayan kendilikleri ne göründükleri gibidirler ne de oldukları gibi. Sözcükler sadece bizi şeylerle kurduğumuz irtibatlara sevkederler ve umulmadık anlarda kendiliğinden doğarlar. Bu fenomenleri tanımlamak için icat edilmesi gereken özel kelimeler vardır.


***


İmgesiyle özdeşleşmek gerektiğini düşünenler siyaset muhasebesinde kendilerine yönelik her eleştiriye zorunlu bir karşılık ayırmak zorunda hissederler.


***

Sokrates'i ölüme gönderen nedenlerden biri de Homeros'un şu satırlarıdır:


Çırpınma öyle, sersem otur yerine
Başkalarının da sözüne kulak ver
Daha güçlüdür onlar senden
Sense savaştan anlamaz korkağın tekisin
Ne kurultayda geçer sözün ne savaşta





Ksenophon, Sokrates'ten Anılar, s. 56


***

Tarih boyunca gerilimler hep iki kutup üzerinden olmuştur, döngü bileşik kaplar misali çalışır.


***

Hegel, "Filozoflar yazarken anlaşılmaz olabilirler ama kavgada ve birbirlerine hakaret ederlerken çok nettirler" der. Bkz. Biyografi, s.607


***

Rehabilitasyon hakikatla zorlu karşılaşmalar örgütlemez, bu karşılaşmalardan nasıl sağ ve hasar almadan çıkacağımız konusunda yöntem gösterir.


***

13 Ağustos 2025


Ekonomik dönemleri birbirinden ayıran neyin yapıldığı değil hangi araçlarla yapıldığıdır, der Marx K1/84 dipnot. "Eldeğirmeni derebeylerin olduğu toplumu , buhar değirmeni kapitalizmi yaratmıştır." Araçlar algoritması dijital arayüzler ve kolektif ekran bize yeni bir üretim çağının başladığını söylemektedir.


***


12 Ağustos 2025





Türkçe yayımlanan Karl Marx ve Friedrich Engels biyografileri listesi:


Karl Marx: Biyografik Anılar - Wilhelm Liebknecht
(Orijinal: Karl Marx: Biographical Memoirs, 1896, Türkçe yayın: Öncü Kitabevi, 1967; yeniden baskı Yazılama Yayınevi, 2018)


Karl Marx'ın Hayatı ve Öğretileri - Max Beer
(Orijinal: The Life and Teaching of Karl Marx, 1920, Türkçe yayın: Öncü Kitap, 1968; yeniden baskı Ravza Kitap, 2019)


Karl Marx: Biyografi - P.N. Fedoseyev
(Orijinal: Karl Marx: A Biography, 1973, Türkçe yayın: Öncü Kitabevi, 1976; yeniden baskı Yordam Kitap, 2022)


Büyük Dedem Karl Marx - Robert Jean Longuet
(Orijinal: Karl Marx, mon arrière-grand-père, 1977, Türkçe yayın: De Yayınları, 1987; yeniden baskı Yordam Kitap, 2012)


Tussy Marx: Babasının Kızı - Eva Weissweiler
(Orijinal: Tussy Marx: Das Drama der Tochter, 2002, Türkçe yayın: Çitlembik Yayınları, 2006)


Karl Marx: Bağnazlık Üzerine Bir Araştırma - E.H. Carr
(Orijinal: Karl Marx: A Study in Fanaticism, 1934, Türkçe yayın: İletişim Yayınları, 2009)


Karl Marx: Bir Biyografi - Francis Wheen
(Orijinal: Karl Marx, 1999, Türkçe yayın: E Yayınları, 2009)


Karl Marx: Yaşam Öyküsü - Franz Mehring
(Orijinal: Karl Marx: The Story of His Life, 1918, Türkçe yayın: İlya Yayınları, 2010)


Karl Marx: Evrensel Zihin - Jacques Attali
(Orijinal: Karl Marx ou l’esprit du monde, 2005, Türkçe yayın: Turkuvaz Kitap, 2010)


Marx’ın İntikamı - Meghnad Desai
(Orijinal: Marx’s Revenge: The Resurgence of Capitalism and the Death of Statist Socialism, 2002, Türkçe yayın: Efil Yayınevi, 2011)


Karl Marx: Romantizm ve Devrim Arasında Bir Yaşam - Bernard Cottret
(Orijinal: Karl Marx: Une vie entre romantisme et révolution, 2009, Türkçe yayın: Everest Yayınları, 2012)


Karl Marx: 19. Yüzyılda Yaşanmış Bir Hayat - Jonathan Sperber
(Orijinal: Karl Marx: A Nineteenth-Century Life, 2013, Türkçe yayın: İletişim Yayınları, 2014)


Karl Marx - Allen Wood
(Orijinal: Karl Marx, 1981, Türkçe yayın: İletişim Yayınları, 2017)


Aşk ve Kapital - Mary Gabriel
(Orijinal: Love and Capital: Karl and Jenny Marx and the Birth of a Revolution, 2011, Türkçe yayın: Yordam Kitap, 2019)


Karl Marx: Yaşamı ve Felsefesi - Turan Tektaş
(Orijinal: Karl Marx: Yaşamı ve Felsefesi, 2020, Türkçe yayın: Parola Yayınları, 2020)


Karl Marx: 19. Yüzyılda Yaşanmış Bir Hayat
Yazar: Jonathan Sperber
Yayın Tarihi: 2014
Yayınevi: İletişim Yayınları
İngilizce Adı: Karl Marx: A Nineteenth-Century Life
İngilizce Yayın Tarihi: 2013


Engels Biyografileri:


Friedrich Engels Biyografi
Yazar: SSCB Marksizm-Leninizm Enstitüsü Bilimler Akademisi
Yayın Tarihi: 1997
Yayınevi: Sorun Yayınları


Engels Hayatı ve Eserleri, 2021, Dorlion Yayınevi




Fraklı Komünist: Friedrich Engels’in Devrimci Hayatı
Yazar: Tristram Hunt
Yayın Tarihi: 2015
Yayınevi: İletişim Yayınları
İngilizce Adı: The Frock-Coated Communist: The Revolutionary Life of Friedrich Engels
İngilizce Yayın Tarihi: 2009


***

Her performans mekanlar ve olaylarla ilgili bir değerler sistemi üretir. Hakikatin perdesini araladığımızda, katı bir gerçek formuna bürünen inancı ve hitabı sorguladığımızda temsilin abartısı hakikatin çöküşüne zemin hazırlar. Ütopyalarda ne tamamlanmış kurallar ne öngörülebilir büyük yıkımlar vardır.


***


10 Ağustos 2025





Abdülhamid Han diyen HBK, şifa verici temennilerinin aksine sağcı olduğunu iddia ettiği CHP'nin solunda değildir. Suflörlük başvurusunda bile işe alınacak elemandan özgeçmis isterler. Ekrem İmamoğlu'nun danışmanlığına meylettiğinde gösterilen tepkiler sosyal medyanın hafızasında arşivlenmiştir.

https://x.com/yeniarayiscom/status/1945470001781067899


***

9 Ağustos 2025

Jean Baudrillard'ın Anahtar Sözcükler kitabında anlatılan hikaye şöyledir:

Bir kent meydanında bir asker, Azrail’in kendisine gelmesini işaret ettiğini görünce, korkar ve hemen kralının yanına giderek: Azrail beni çağırdı. Bu yüzden ondan olabildiğince uzaklaşmak, Semerkant’a gitmek istiyorum der. Kral Azrail’i huzuruna çağırtıp ona askeri niçin korkuttuğunu sorar. Azrail krala: Onu korkutmak gibi bir niyetim yoktu, sadece kendisine Semerkant’ta bir randevumuz olduğunu hatırlatmak istemiştim, der. (s. 60).

Jean Baudrillard ANAHTAR SÖZCÜKLER, Doğu Batı Yayınları, Çeviren: Oğuz Adanır

Bu hikaye Babil Talmudu'nun Sukkah 53a kısmında yer alır. Hikayenin Talmud'da iki versiyonu vardır: 3. ila 5. yüzyıla ait olduğu kabul edilen ancak daha eski dokümanları da içeren öykünün geçtiği Babil Talmudu ile daha eski olan Filistin Yeruşalayim (Kudüs) Talmudu'dur. Talmud'da Luz, ölümün giremediği efsanevi bir şehir olarak tasvir edilir (Sota 46b). Bu hikâyeye göre Luz'un duvarlarının ötesine geçen yaşlılar doğal olarak ölür, ancak şehir içinde ölüm meleği (Azrail) etkili değildir. Bu mitolojik özellik, Luz'u "ölümsüzlük şehri" yapar ve bu özellik, omurgadaki "luz kemiği" (resurrection kemiği) ile sembolik olarak bağdaştırılır.

Tarihsel olarak Luz, günümüzde Filistin'in Batı Şeria bölgesinde, Kudüs'ün kuzeyinde yer alan Beitin köyü ile ilişkilendirilir. Arkeolojik bulgular Luz'un Bronz Çağı'nda yerleşim yeri olduğunu göstermektedir



***


İnsan dediğimiz doğal bir varlık değildir. Bir fenomendir; yapıcı değil, bilinci yıkıcı olan kurgusal bir oluşumdur. Doğanın somut bilgisinin karşısına diktiği kavramların ilk ve son durağı kanaatlerdir. İnançların biteviye sanrılar üreten sahte dünyasında suni hakikat düşünce formları olarak biçimlenir. İki seçenekli kötü sonsuzlukta fetişleri hakikat mertebesine yükselten insanlardır! Yaşadığımız çağda iyi düşünürün ulaşacağı mutlak bilgi yoktur; düşüncenin ontolojisi değişkenler üzerinde kuruludur, fırtınada yelken açan bir gemi gibi oynaktır, gelişme ve ilerleme eylemi sürekli inkardan beslendiği için kusurludur.



***


Buridan eşeği paradoksunu çok kişi duymuştur. Buridan'ın eşeği felsefede özgür irade motifi ile alakalı bir paradokstur. Önüne konulan iki kaptan hangisini seçeceğini karar veremeyen eşek sonunda susuzluk ve açlıktan ölür. Fabl tanımını filozof Jean Buridan’dan (1300 - 1358) alır. Tekil olduğu varsayılır, ne ki çoğulun üzerine düşen gölgesi iradenin belirleyicisidir. Özgür irade sanılanın aksine ne doğada ne de tarihte kendine mutlak bir yer, sarsılmaz bir zemin, katı bir toprak bulabilmiştir.


***


Aristoteles, "servette bir sınır olmalıdır" der. Görüşlerini Politika, II. Kitap'ın 7. Bölüm'ünde anlatır.


***


Hobbes'un çerçevesini çizerken cehennem metaforlarıyla meşrulaştırdığı ekonomi-politik resmin üstüne düşen bilinçaltının derinliklerinden, zihnin karanlık mağaralarından, oyuklarından, kovuklarından gelen hayaletleri defet, konya derinleşmek için Veblen'in aylak sınıfındaki gerçek iştaha bkz.


***


Ölüm fikri, ölümün kendinden daha korkunçtur. Paganlar bu geleneğin köprü başı köşe taşıdır. Seneca gibi çok kişinin kabuslarında Hades ülkesinin karanlığı vardır. Abartıda mağaradaki gölgeler gibi düşünceyi agrandize eden mitolojik öğelerin cezalandırıcı yasaların rolü büyüktür. Ölümün korkunç yanı çehresi değil ona giden yol ve süreçtir.


***


Bugün kıyasıya mücadele ettiğimiz karşıtlıklar ve çelişkiler bir taraf lehine ortadan kalktığında geri kalan her şey bir hiç olacaktır. Ahlakı beşeri bağlarından kopartarak kendi lehine ezici bir tedbir mertebesine yükselten akıl, her önermesinde riyakarlığını korur. Tilkinin zekası hoş hikâyedir ama postu, kürkçü dükkanının gerçek malzemesidir.


***





Job Adriaenszoon Berckheyde'nin eseri olan 1670 tarihli bu resim Hollanda Doğu Hindistan Şirketi’nin (Dutch East India Company) hisse senetlerinin halka arz eden Amsterdam Borsası'nı tasvir eder. Borsa kelimesinin kökeni olan “bourse” terimi, Brugge’daki Van der Beurze ailesinin ticari faaliyetlerinden türemiş ve Amsterdam’da yaygınlaşmıştır.

Dünya Borsalarının Kuruluş Tarihleri şöyledir:

Anvers Borsası (Belçika) 1487
Avrupa'da bilinen ilk borsa olarak kabul edilir. Ticari evrakların alınıp satıldığı bir merkez olarak faaliyet göstermiştir.


Amsterdam Borsası (Hollanda) 1602
Modern hisse senedi borsalarının ilki olarak kabul edilir. Hollanda Doğu Hindistan Şirketi’nin (Dutch East India Company) hisse senetlerinin halka arz edilmesiyle kurulmuştur.


Lyon Borsası (Fransa) 1530
Ticari senetlerin ve kıymetli madenlerin alınıp satıldığı bir merkez olarak gelişmiştir.


Toulouse Borsası (Fransa) 1549
Avrupa'daki borsacılığın yaygınlaşmasında rol oynamıştır.


Rouen Borsası (Fransa) 1568
Bölgesel ticari işlemler için kurulmuştur.


Karl Marx, "Dünyada ne olduysa önce İngiltere'de oldu der. Londra Borsası'nın 1571'de (resmi olarak 1801)
Menkul kıymetlerin alınıp satıldığı bir kahvehanede 1770’lerde başlayan faaliyetleri 1801’de resmi bir borsaya dönüşmüştür.


Hamburg ve Bremen Borsaları (Almanya) 18. yüzyıl başlarında Almanya’daki ticari faaliyetlerin gelişmesinde önemli rol oynamıştır.


Paris Borsası (Fransa) 1724 tarihinde Avrupa’nın önemli finans merkezlerinden biri haline gelmiştir.


New York Borsası (NYSE, ABD) 1792'de kurulmuştur.
Dünyanın en büyük borsasıdır. Wall Street’teki bu borsa, küresel finansın merkezi konumundadır.


Brüksel Borsası (Belçika) 1801'de kurulmuş,
2000 yılında Euronext çatısı altına girmiştir.


Lizbon Borsası (Portekiz) 1769

Tokyo Borsası (Japonya) 1878


Asya’nın en büyük borsalarından biri olan Nikkei 225 endeksiyle tanınır.


Istanbul Borsası (Türkiye) 1873
Dersaadet Tahvilat Borsası olarak kurulmuş, 1985’te modern İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (şimdi Borsa İstanbul) olarak yeniden yapılandırılmıştır.


Amsterdam Borsası’nın Tarihsel Kanun İçindeki Yeri ve Önemi:

Amsterdam Borsası, 1602 yılında Hollanda Doğu Hindistan Şirketi’nin (VOC) hisse senetlerinin halka arz edilmesiyle kurulmuştur. Bu, modern anlamda hisse senedi ticaretinin başlangıcı olarak kabul edilir ve dünya borsacılığında bir dönüm noktasıdır. Hollanda’nın 17. yüzyıldaki ekonomik gücü (Altın Çağ), Amsterdam’ı küresel ticaret ve finansın merkezi haline getirmiştir.
İlk Hisse Senedi Borsası: Amsterdam Borsası, şirket hisselerinin düzenli ve organize bir şekilde alınıp satıldığı ilk borsa olarak tarihe geçmiştir. VOC’nin hisse senetleri, yatırımcıların şirketlere ortak olmasını sağlayarak sermaye piyasalarının temelini atmıştır. Bu, modern kapitalizmin gelişiminde kritik bir adımdır.
Finansal Yenilikler: Amsterdam Borsası, vadeli işlemler, opsiyonlar ve kısa satış gibi finansal enstrümanların ilk kez kullanıldığı yer olmuştur.


Joseph de la Vega’nın 1688’de yazdığı Karışıklıkların Kargaşası (Confusion de Confusiones), borsa işlemlerini detaylıca anlatan ilk kitaptır ve Amsterdam Borsası’nı temel alır.


Küresel Ticaretin Merkezi: Hollanda’nın koloni ticareti (özellikle baharat ve ipek ticareti) Amsterdam Borsası’nı uluslararası bir finans merkezi haline getirmiştir. Tüccarlar, yatırımcılar ve brokerlar arasındaki iletişim bu dönemde profesyonelleşmiştir.
Euronext ile Modern Dönem: 2000 yılında Amsterdam Borsası, Paris, Brüksel ve Lizbon borsalarıyla birleşerek Euronext’i oluşturmuştur. Bugün Euronext Amsterdam, Avrupa’nın en önemli borsalarından biri olarak faaliyetlerini sürdürmektedir.


***


Kedi çalmasın, köpek hırlamasın olmaz; sahtekarlığı ahlaki zincirde tarihsel olarak tahkim eden, çevresini ve müteffiklerini kendi merkezine göre yapılandıran değişmez siyasi bir ontoloji vardır.


***


8 Ağustos 2025


Öznenin aradığı özgürlük kanatlanıp uçacağı bir boş alan değildir. Cennette iskan eden birey alegorisini zihninde canlandırmamalıdır. İnsan olanın tanımı bireyin üretici ve tüketici olduğu rejim aracılığıyla doğanın topyekun reddidir, akıl aracılığı ile doğal evrimin reddi ve yaşamın anlamının düğümüdür. Tevessül ettiği varoluşunun imhasının açık kodlu imkanıdır.


***


7 Ağustos 2025

Ne işe yarar bu ekonomistler?

Toplumsal yapının her katmanının ruhsal tercihlerini, iktisadi davranışlarını, verilen her kararın psikolojisini, sınıfların panodaki göreli yerini, kişilerin davranış modellerini, bireylerin eğilimlerini illaki ekonomik zorunluluklar ve üretim tarzı belirlenmez. Sistemin oyuklarında, kovuklarında yaşayan kalpazanları, sahtekarları, rantiyeleri rejime ekleyen liyakat araçlarını, satın alınmış beratlarını tedarik eden bir tezgah vardır. Para, tüm ilişkileri tasnifleyen büyülü ansiklopedinin bütün cüzlerinin sayfa başlığıdır. Maddesine hayat bağışlayan gölgesinin hareketleri seyircilerin figuranlar olduğu bir kukla tiyatrosununun gürültülü sahnesinde izlenir. Paranın edinilme yöntemleri, sermayenin biriktirilme hikayeleriyle kafkaesk bir tasvir yapılabilir. Ancak kendi başına özerk bir iktisadi problem yoktur. Bir toplumun iktisadi oluşumunu, kültürel varlığını, bilincini, yaratıcı zekasını onu teşkil eden bireylerin gelişmişliklerinden, sahip oldukları imkanlardan, kişisel biyografilerini sosyal tarihlerinden ayıramayız.


***


6 Ağustos 2025

Nedenler görülmeyip şeyler nedenlerin yerini aldığında ötelenen gerçek hedefin yerini siyaseten dile getirilen hamasetler, transandantal tarih ve mitoloji alır. Toplumsal hayat, insanın kendi hakkında verilen kararlara doğrudan katılımını engellediği için politikleşmiştir.


***


Tüm kuramların merkezinde insana inanç yer alır. Mantık her daim kendi lehine kararlar üretir. Eşitlik talebi zekaların eşitliği değildir. Araç ile imkanlar gücü elinden alınanlar karşısında kudret sınamasına dönüştüğünde kıyıda kalanlar ironinin yıkıcı gücünü sevinçli bir gösteriye dönüştürmenin hünerine başvururlar. Alay ise beceriden yoksun hünersizin silahıdır. Sistem eleştirisi yeni bir sistem inşa etmekten çok daha depresif bir eylemdir. Metafizik bir nedene bağlı olmayan materyalist bir görüş, idealizmden beslenmeyen bir realizm yoktur. Taraftarlarından feragat bekleyen her ideolojide materyalizm, metafizik ve idealizm bir arada bulunur. Özgürlük mutluluğun değil daha fazla huzursuzluğa ve acıya yelken açmanın talebidir; felsefenin amacı dünyayı değiştirmekten öte değişen dünyayı yorumlama bilincidir.


***


Yalanın talebini binbir çeşit kelime karşılayabilir ancak hakikat o kadar barizdir ki onun gerçeğini kendinden başka kimse seslendiremez.



***


Proletaryanın iktidarı ele aldığında yitirdiği özgürlük bir siyasi kazancın eseri gibi görünse de moral bir vaadin peşine takılan ekonomik bir rüşvetin sonucudur. Köle ahlakını kamuflajlamak, vekalet verilenlere devredilen özgürlüğün mefruç çaresizliğinin sonucudur.


***


Bizler kapitalist üretimin gelişmemesinin değil bu üretimin gelişimini tamamlamamış olmasının da sıkıntısını çekiyoruz. Modern kötülüklerin yanısıra geçmişin mirasıyla da eziliyoruz. Yalnız yaşayanlardan değil ölülerden de acı çekiyoruz.


Friedrich Engels,
28 Kasım 1820 - 5 Ağs.1895






***


Aralarında henüz bağ kurulmamış iki olgu arasında bir ilişki tesis edilmesi için birinin tesiriyle ötekinin müteessir olması gerekir.


Resim: Gürbüz Doğan Ekşioğlu






***






5 Ağustos 2025

1985 yılının başında tanımıştım. Perim bu sabahın erken saatlerinde vefat etti. Ocak'tan beri hastalığı nüksetmişti. Doktorlar sigara içmemesini salık veriyorlardı. Birkaç yıldır Ege'nin en güzel güneşinin battığı ilçesi Mordoğan'da yaşıyordu. Geçen yıl Kasım'da bizi kartal yuvası evlerine davet ettiler, tüm yakınlarının masada olduğu o gün muhteşem bir sofra şöleni yaşadık. İzmir, 9 Eylül Üniversitesi Onkoloji Bölümü Yoğun Bakım Servisi'nde bir haftadır entübeydi. Murat saat 08.oo'de telefonda "cenazeyi teslim alıyoruz, morgdayız" dedi. İki güzel evladı, eşi, kardeşleri, yeğenleri ve dostları; tüm sevenleri yastayız.


***


Toplumsal Hayat, insanın kendi hakkında verilen kararlara doğrudan katılımını engellediği için politikleşmiştir.


***

Farklı tarih ve coğrafyalarda geçen tuzak ve ihanet öyküleri pek çok bakımdan birbirlerine benzerler.

1693 baharında İngilizler, barış konferansı bahanesiyle davet ettikleri Powhatanların önderlerinden 200 kişiyi ve Pamunkey'in reislerini zehirli şarapla öldürür kalan 50 kişiyi de fiziki saldırıyla katlederler..

http://tr.wikipedia.org/wiki/ABD_K%C4%B1z%C4%B1lderili_katliamlar%C4%B1


26 Kasım 1920 tarihinde Bolşevik lider Lev Troçki'nin emriyle, Mahnovist heyetin komutanları Kızıl Ordu ile görüşme yapmak için çarpışmaların geçtiği bir köydeki büyük bir eve davet edilirler. Ancak bu bir tuzaktır; heyet üyeleri kızıl askerler tarafından öldürülürler. Ardından Kızıl Ordu, Mahno'nun Hulyaipole'deki karargahına hücum eder. Bu olay, Mahnovist direnişin kırılmasında bir eşik olur.

Buna benzer bir tarihi hikaye, Roma tarihindeki Teutoburg Ormanı Savaşı (M.S. 9) sırasında yaşanan Arminius’un ihanetidir. Roma İmparatorluğu, Germania’yı kontrol altına almak için çaba sarf ediyordu. Publius Quinctilius Varus, Roma’nın Germania’daki valisidir; üç lejyonla bölgede düzeni sağlamaya çalışır. Arminius, Cherusci kabilesinin lideridir, Roma’ya bağlı yardımcı birlik komutanı olarak yetiştirilmiştir. Ancak gizlice Romalılara karşı bir isyan planlamaktadır. Arminius, Varus’a dostça davranarak onun güvenini kazanır. Roma lejyonlarını Germania içlerinde isyanı bastırmak için yönlendirir. Varus, Arminius’un rehberliğine güvenerek lejyonlarını Teutoburg Ormanı’na götürür. Ancak bu bir tuzaktır. Arminius, Germen kabilelerini bir araya getirerek Roma lejyonlarını ormanda pusuya düşürür. Dar ve bataklık arazi, Roma ordusunun düzenli savaş düzenini bozar. Üç gün süren çatışmalarda, Varus’un komutasındaki üç lejyon (yaklaşık 15.000-20.000 asker) tamamen yok edilir. Varus, yenilgiyi kabul edemeyerek intihar eder. Bu olay Roma’nın Germania’yı fethetme planlarını kalıcı olarak sekteye uğratır.

Biraz daha geriye gidip Helenlerin Anadolu topraklarından geçerek Babil'e gitme macerasına baktığımızda halkların tarihleriyle ilgili eşsiz bilgilere rastlarız. Küçük Kyros’un 401 yılında Kunaksa Savaşı’nda ölmesinin ardından, liderlerini kaybeden Yunan paralı askerler Pers topraklarının derinliklerinden ricat ederler. Persiadan Tsaphernes’in Helen komutanlara hilesi tarihte benzer şekilde liderlerin kandırılıp tuzağa düşürüldüğü olaylarla paralellik gösterir. Bu tür hikayeler genellikle güvenin kötüye kullanılması, diplomasi kisvesi altında ihanet ve liderlerin kaybıyla küçülen orduların zor duruma düşmesi etrafında şekillenir. Pers satrapı Tissaphernes, Yunan askerleriyle barış görüşmeleri yapmak için bir toplantı önerir. Yunan komutanlar, Tissaphernes’in niyetlerinden şüphelenmelerine rağmen görüşmelere katılmayı kabul ederler.

Kitap, 5. bölümde, Tissaphernes’in daveti üzerine Yunan komutanlardan Klearkhos, Proxenos, Menon, Agias ve Sokrates, Tissaphernes’in kampına gider. Tissaphernes, sözde dostane bir görüşme düzenlemiş gibi davranarak Yunanları kandırır. Toplantıda Klearkhos ve diğer generaller yakalanır, boğazlanırlar. Bu olay Yunan ordusunun lider kadrosunu kaybetmesine neden olur. Askerleri büyük bir kaos ve umutsuzluk içine sürükler. Hikaye Anabasis 2. Kitap V. Bölüm'de geçer.


***


İnsan kendi için yazmaz. Yazmak, her cümlenin kuruluşunda diğerini gözeten bir eylemdir. Ne var ki yabanın hışmına maruz kalmak her düşünürün kaderi. Eğer yazıyorsak bu başkalarının varlığını, eleştirisini kabul etmek demektir; yazının ruhu kendini anlatırken değil ötekiyle iletişime geçerken bedenlenir.


***

4 Ağustos 2025

Hangi işi yaparsak yapalım; eğer modern toplumu savunmak konusunda bir fikir beyan etme durumundaysak, karşı tarafta yer alanların görüşlerini bütünüyle onaylayarak reddetme pozisyonuna gelmemiz kaçınılmazdır. Demokratik temayülü kıvamlaştırırken arada savrulmamız da işin cabası.
Toplumun içindeki bariz hukuku tartışabiliyoruz ama görünmez yasaları, biyolojik ahlakın verili değerlerini, normları değiştiremiyoruz. Sorun temelinde kendinden kaynaklı eşitsizlikleri ifşa ederken bile hayatı oluşturan psikodinamikleri, sırdaş potansiyelleri gizlemekte maharetlidir. Şayet iyi ve kötü terazinin karşılıklı kefelerinde birbirlerini dengeleyecek konumda ve saf halde değillerse ayrı kefelerde birbirlerine karışmış halde eşit miktarda bulunan iyi kötüyü birbirlerinden nasıl ayırt edeceğiz?

***

Bugün diye adlandırdığımız kavram geçmişin bakiyesidir. Toplum sadece bireylerden değil yaşayan insanların çelişkilerinden, etkinliklerinden ve zincirleme ilişkilerinden oluşur. Kişilerin şahsi hikayelerine baktığımızda ülkede meydana gelen tüm değişimlerin tarihsel dökümünü görürüz.


***


Yok, maddi bir tanımdır; hiç, gayri maddi bir kavram.


***


Modern sanat zaten rejim eleştirisidir ancak "hakikat" bir metne ihtiyaç duyar, sistemi ve amacı eleştiriyorsa haklılık payı taşır. Eserin, -her insan gibi biricik, eşsiz olduğu için- doğru/yanlış, iyi/kötü düzlemde eleştirisi olmaz. Söylem/kavram tutarlı mı değil mi buna bakılır.



***


3 Ağustos 2025


Siyaset zamanın özüdür; onun bileşenlerini tamamlanmış bir oluşuma değil sürekli huzursuz ve sansasyonel bir gelişime, genişlemeye tabidir. Muhkimleri çakalların uluduğu sarp tepelerden, eşkiyaların kolgezdiği yollardan, karanlık mağaralardan çıkıp gelmişlerdir. Politik faaliyetin zihin daraltıcı duvarları vardır, kabloları birbirine dolanmış hantal bir telefon santrali gibi çalışır.


***


François Bernier (1625 -1688) Moğol sarayında hekimlik yapan Fransız gezgindir. Marx, doktorun anılarını okuduktan sonra Asya Tipi Üretim Tarzı'na önce mektuplarında yer vermiş sonra yazılarında konuyu geliştirmiş, düşüncelerini derinleştirmiştir.







Anadolu'da yaşayan kadim halklar konusunda bilinen en eski eser, milattan önce 431-355 yılları arasında yaşamış olan Ksenophon'un "Anabasis - On Binler'in Dönüşü" adlı biyografik anlatısıdır. Kardukhialılar/Kardukhlar - Bkz. Kabalcı/Çeviri: Oğuz Yarlıgaş s.259-297 ve Iskültür/Çeviri: Ari Çokona/s. 98-115 arası


İspanya ve Sicilya'da Arap egemenliğinde sanayinin serpilip gelişmesinin sırrı sulama kanallarının inşasıdır. Kapital1. Cilt s. 491 Dipnot 6'da "Hindistan'da birbirleriyle ilişkisiz küçük üretim organizmaları üzerindeki devlet iktidarının maddi temellerinden biri su kullanımının düzenlenmesidir" der. Doğu toplumlarında burjuvazinin oluşmamasını Marx toprağın devlet mülkiyetinde olmasına ve sulama kanallarıyla tarımın merkezi idare tarafından kontrol edilmesine bağlar. Anabasis, Onbinlerin Dönüşü, Ksenophon (Kabalcı, Oğuz Yarlıgaş çevirisi) s. 141'de Pers Hükümdarı'nın sulama kanalları üzerindeki kontrolünü iktidarın gücüyle ilişiklendirir. Marx 2 Haziran 1853 tarihli mektubunda "Doğunun tarihi neden dinler tarihi gibi görünür? dedikten sonra Moğol sarayında hekimlik yapmış olan Dr. François Bernier'den bahseder ve feodalizmi doğuran dinamiklerden apayrı bir üretim modeli olabileceği konusunda ilk cümlelerini yazar. Asya Tipi Üretim Tarzı konusundaki görüşleri Grundrisse'nin ilk cildinin sonunda yer alan Formen bölümündedir. Sencer Divitçioğlu'nun ATÜT fikirleri bir döneme damgasını vurur. Konuyu ilk defa Kemal Tahir'den duyduğunu söyleyen Sencer Divitçioğlu, 1966'da yayımlanan Asya Tipi Üretim Tarzı ve Azgelişmiş Ülkeler denemesini bir gecede yazdığını söyler. (s. 95) İmge Kitapevi'nden yayımlanan Soner Kavuncuoğlu'nun "Asya-Tipi Üretim Tarzı; Kavram Uygulama Örnekleri ve Türkiye "kitabı konuyla ilgili derli toplu bir kaynaktır.


***






Hegel, ölümünden yedi yıl önce 1824'te Viyana'ya tek kişilik faytonu ile yaptığı ziyarette o günlerde revaçta olan operaları izler. İlk defa sahnelenen "Rossini'nin Figaro'su"dediği Sevil Berberi'ni yüce bir kadirşinaslıkla selamlar, abartılı övgülerini dile getirir: Bu eserler ancak İtalyan gırtlağı ile seslendirilebilir, Almanlar bunu anlayamazlar. (bkz. Biyografi, s.512-514)


***

2 Ağustos 2025

İnsan çağının tanığı değil yaşadığı zamanın kurbanıdır.


***


Bulunduğumuz habitusta sadece istisnalar, ikilemler/ antinomiler, karşıtlıklar da birer kuraldır. Şefkatsiz toplumda dostsuz-düşmansız, konsilide olunmadan mutabakatsız, saf birey olarak yaşamak mümkün mü?


***


İnsan bilgiyi güce, gücü yasaya dönüştürebilen canlı türüdür. Kanun, gücün mevzuatını tanzim eder. Tüm dünyada siyasi irade için hukuk, daima fiili durumu yasallaştırma çırpınışlarıdır. Belireni değil belirliliği tanımlar, kudretlinin durumunu ve hazır olanı imtiyazlandırır. Yasaklama, zorunlu polarizasyona uğrayan bireyin hukukun dışına sürülmesinden ziyade yasanın öfkeli ve tahditkar bakışının üzerine sabitlendiği bir yaşamdır. Hukuk aşkın bir istisnai hâl ile karşılaştığında kendi fikrini ya da düzenini aşan bu hali kapsamına alarak yasal sınırlarını yeniden çizer. Bu anlamda muktedirin sahip olduğu beden (corpus) sürekli büyüyerek bir yutan olmak zorundadır.


***


Suça denk gelen bir hakkaniyetten söz edeceksek yasada sınırı tanımlayacak bir normu belirlememiz gerekir.


***


1 Ağustos 2025




Marx, 1848-1849 yıllarında yayımlanan Neue Rheinische Zeitung'daki bir makalesinde "Bir devrimi takip eden her geçici düzen, aktif bir diktatörlüğü gerektirir" der. (Bkz. HM, s. 315)


***


Kötülük olduğu için iyilik, gökyüzü olduğu için yeryüzü, sağlık olduğu için hastalık, gençlik olduğu için yaşlılık, düşmanlık olduğu için dostluk, zenginlik olduğu için fakirlik, burjuvazi olduğu için proletarya vardır. Çok değil birdir eksik olan. Tekil sıfatlar, tek kutupluluk hayatın diyalektiğine aykırıdır.


***


Kader çizgisinin olmadığı sosyal medyada her yazı bir diğer yazının alternatifidir; fikir beyan etmek için dile getirilen her bir neden diğer nedenin nedenidir, her yazar bir diğer yazarın yedeğidir. Uçucu kültür, kalıcı bağlar kuramaz.


***


Toplum logaritmasında tatmin edilmeyen isteklerden doğan mutsuzluk öznenin kaderi değil ontolojisidir.



***


Değişim iç nedenlerle değil dışarıdan dayatılan gerçeklerle, diyalektik gerekçelerle ortaya çıkar.


***






Nietzsche, 15 Temmuz 1881'de geldiği Sils Maria'daki evin üst katında Ekim 81'e kadar kalır. Spinoza'yı ilk defa bu evde okur ve defterine şöyle yazar: Kesinlikle afallamış durumdayım, aklım başımdan gitti. Bir selefim varmış. Spinoza'yı hiç bilmiyordum. Kendimi onun öğretisi içinde keşfettim. Heyecanını 30 Temmuz 1881 tarihinde dostu Franz Overbeck'e yazdığı mektupta şöyle tarif eder: Bütünüyle şaşkın, bütünüyle büyülenmiş bir durumdayım. Spinoza'yı bilmiyordum. Bu sıradışı düşünürde kendimi görüyorum.



***


BJK @Besiktas Futbol Takımı kalecileri, kronolojik:

Resul, Şair Kazım, Doktor Mehmet (1910 - 1920)
Hüsnü Savman, (1930 - 1940)
Eşref Bilgiç, (1940'lar)
Ergün İstemi Aker, (1940 -1950'ler)
Necmi Mutlu, (1958 - 1966)
Varol Ürkmez, (1958 - 1959)
Özcan Arkoç, (1962 - 1963)
Cavit Gökalp, (1960 - 1961)
Sabri Dino, (1964 - 1974)
Burak Akkök (1972 - 1973)
Aydın Samancılar, (1971 - 1972)
Şükrü Ulaş, (1970 - 1971)
Mustafa Güngören, (1974 - 1975)
Mete Bozkurt, (1974 - 1976)
Rasim Kara, (1976 - 1980)
Mustafa Özbey l, (1979 - 1980)
Adem İbrahimoğlu, (1980 - 1985)
Zafer Öğer, (1983 - 1994)
Rade Zalad, (1987 - 1988)
Milos Jurkovic, (1986 - 1987)
Engin İpekoğlu, (1989 - 1991)
Metin Akçevre, (1989 - 1992)
Jaroslaw Bako, (1991 - 1992)
Şener Kurtulmuş, (1993 - 1995)
Raimond Aumann, (1994 - 1995)
Fevzi Tuncay, (1995 - 2001)
Hakan Çalışkan, (1998 - 1999)
Ekrem Köse, (1998 - 1999)
Marjan Mrmic, (1996 - 1998)
Ike Shorunmu, (1999 - 2001)
Thomas Myhre, (2001 - 2002)
Mattias Asper, (2001 - 2002)
Peter Kjaer, (2001 - 2002)
Göksel Gencer, (2002 - 2003)
Óscar Córdoba, (2002 - 2007)
Ramazan Kurşunlu, (2003 - 2005)
Murat Şahin, (2004 - 2006)
Erdem Köse, (2006 - 2007)
Vedran Runje, (2006 - 2007)
Rüştü Reçber, (2007 - 2012)
Hakan Arıkan, (2007 - 2011)
Korcan Çelikay, (2009 - 2010)
Cenk Gönen, (2010 - 2015)
Allan McGregor, (2012 - 2013)
Tolga Zengin, (2013 - 2019)
Günay Güvenç, (2013 - 2016)
Denys Boyko, (2015 - 2016)
Fabri Ramirez, (2016 - 2018)
Loris Karius, (2018 - 2020)
Utku Yuvakuran, (2018 - 2020)
Ersin Destanoğlu, (2019- 2025)
Emre Bilgin, (2021 - 2023)
Mert Günok, (2021 - 2025)


***


SSCB Liderleri ve Politbüro Üyeleri (1922-1991)


1/ Vladimir Lenin (1917-1924, Genel Sekreter: 1922-1924)Görev Süresi: 1922-1924 (Ekim Devrimi’nden itibaren fiili lider, 1922’de Genel Sekreter unvanı aldı)
Kuruluş ve Dönem: Lenin, 1917 Ekim Devrimi ile Bolşeviklerin lideri olarak iktidarı ele almış ve 1922’de SSCB’nin resmen kurulmasını sağlamıştır. 1922-1924 arasında Genel Sekreter olarak görev yaptı, ancak 1923’ten itibaren sağlık sorunları nedeniyle aktif liderliği azaldı.
Politbüro Üyeleri (1922-1924):1922’de Politbüro: Vladimir Lenin, Joseph Stalin, Lev Troçki, Lev Kamenev, Grigori Zinovyev, Nikolay Buharin, Aleksey Rikov, Mihail Tomski.
Lenin’in hastalığı nedeniyle 1923-1924’te Stalin’in etkisi artmaya başladı. Politbüro’da bu dönemde önemli değişiklikler olmadı, ancak Stalin, organizasyonel kontrolü ele geçirdi.


2/ Joseph Stalin (1924-1953, Genel Sekreter) Görev Süresi: 1924-1953 (1922’den itibaren Genel Sekreter, Lenin’in ölümüyle fiili lider)
Dönem: Stalin, Lenin’in 1924’teki ölümünden sonra liderliği devraldı. 1930’larda mutlak güce ulaştı ve 1941-1953 arasında Halk Komiserleri Konseyi Başkanı (Başbakan) olarak da görev yaptı.

Politbüro Üyeleri:


1924: Stalin, Kamenev, Zinovyev, Troçki, Buharin, Rikov, Tomski.

1930: Stalin, Vyaçeslav Molotov, Kliment Voroşilov, Lazar Kaganoviç, Sergey Kirov, Stanislav Kosior, Grigoriy Ordzhonikidze.

1938 (Büyük Tasfiye sonrası): Stalin, Molotov, Voroşilov, Kaganoviç, Andrey Andreyev, Nikita Kruşçev, Anastas Mikoyan.

1952 (Stalin’in son yılları): Stalin, Georgi Malenkov, Lavrenti Beriya, Molotov, Voroşilov, Kaganoviç, Mikoyan, Kruşçev, Nikolay Bulganin.

3/ Georgi Malenkov (1953, Geçici Lider) Görev Süresi: Mart 1953 - Eylül 1953 (Stalin’in ölümü sonrası kısa süre liderlik yaptı)


Dönem: Stalin’in 5 Mart 1953’teki ölümü sonrası Malenkov, Halk Komiserleri Konseyi Başkanı olarak kısa süre liderlik yaptı, ancak Kruşçev tarafından hızla gölgede bırakıldı.
Politbüro Üyeleri (1953):Malenkov, Beriya, Molotov, Voroşilov, Kruşçev, Bulganin, Kaganoviç, Mikoyan, Maksim Saburov, Mihail Pervuhin.
Beriya, 1953’te idam edildi ve Politbüro’dan çıkarıldı.


4/ Nikita Kruşçev (1953-1964, Genel Sekreter)Görev Süresi: 1953-1964
Dönem: Kruşçev, 1953’te Genel Sekreter oldu ve 1958-1964 arasında Bakanlar Konseyi Başkanı olarak da görev yaptı. Stalin’in politikalarını eleştiren “destalinizasyon” sürecini başlattı.
Politbüro Üyeleri (Seçili Yıllar):1956: Kruşçev, Malenkov, Molotov, Voroşilov, Bulganin, Kaganoviç, Mikoyan, Saburov, Pervuhin.

1960: Kruşçev, Leonid Brejnev, Aleksey Kosigin, Frol Kozlov, Mikoyan, Mihail Suslov, Yekaterina Furtseva.

1964: Kruşçev, Brejnev, Kosigin, Suslov, Mikoyan, Nikolay Podgorni, Dmitri Polyanski.5. Leonid Brejnev (1964-1982, Genel Sekreter)Görev Süresi: 1964-1982
Dönem: Brejnev, Kruşçev’in 1964’te devrilmesiyle lider oldu. 1977-1982 arasında Yüksek Sovyet Prezidyumu Başkanı olarak da görev yaptı.

5/ 1966: Brejnev, Kosigin, Suslov, Podgorni, Mikoyan, Andrey Kirilenko, Aleksandr Şelepin.

6/ 1977: Brejnev, Kosigin, Suslov, Kirilenko, Yuri Andropov, Konstantin Çernenko, Dmitri Ustinov, Viktor Grishin.

7/ 1982: Brejnev, Andropov, Çernenko, Ustinov, Suslov (1982’de öldü), Kirilenko, Nikolay Tihonov.


8/ Yuri Andropov (1982-1984, Genel Sekreter) Görev Süresi: 1982-1984
Dönem: Brejnev’in 1982’deki ölümü sonrası Genel Sekreter oldu. Kısa süren liderliği, sağlık sorunları nedeniyle sınırlı kaldı.

9/ 1983 Andropov, Çernenko, Tihonov, Ustinov, Mikhail Gorbaçov, Grishin, Aliyev, Vladimir Şçerbinski.


10/ Konstantin Çernenko (1984-1985, Genel Sekreter) Görev Süresi: 1984-1985
Andropov’un 1984’teki ölümü sonrası lider oldu. Kısa süren liderliği muhafazakâr politikalarla geçti.
Politbüro Üyeleri (1984):Çernenko, Gorbaçov, Tihonov, Ustinov, Grishin, Aliyev, Şçerbinski, Eduard Şevardnadze.


11/ Mihail Gorbaçov (1985-1991, Genel Sekreter ve Devlet Başkanı) Görev Süresi: 1985-1991 (Genel Sekreter), 1988-1991 (Yüksek Sovyet Prezidyumu Başkanı ve Devlet Başkanı)
Dönem: Gorbaçov, Glasnost (açıklık) ve Perestroyka (yeniden yapılanma) reformlarıyla tanındı. 1990’da Devlet Başkanı makamı oluşturuldu ve Gorbaçov bu görevi üstlendi. SSCB’nin dağılmasıyla liderliği sona erdi.

Gorbaçov dönemi Politbüro Üyeleri


1986: Gorbaçov, Tihonov, Şevardnadze, Aliyev, Şçerbinski, Lev Zaykov, Viktor Çebrikov.
1989: Gorbaçov, Şevardnadze, Aleksandr Yakovlev, Vadim Medvedev, Nikolay Slyunkov, Viktor Nikonov.
1991: Gorbaçov, Vladimir İvaşko, Gennadi Yanayev (1991 darbe girişimi lideri), Valentin Pavlov



***


Emin Çetin: Yazışma adresi emincetin.okur@gmail.com

Günlükler - Temmuz 2025



31 Temmuz 2025


Gülmeye neden olan her şey içinde mebzul bir miktarda saçmalık barındırır.


***


Vaka, failin iradesi haricinde vuku bulduğunda ona "tesadüf" deriz. Planlanmış tesadüflere "komplo" demek gerekir.



***


"Buridan eşeği" paradoksunu çok kişi duymuştur. Buridan'ın eşeği felsefede özgür irade motifi ile alakalı bir paradokstur. Önüne konulan iki kaptan hangisini seçeceğini karar veremeyen eşek sonunda susuzluk ve açlıktan ölür. Fabl tanımını filozof Jean Buridan’dan (1300 - 1358) alır. Özgür irade sanılanın aksine ne doğada ne de tarihte kendi mutlak yerini bulabilmiştir.


***


30 Temmuz 2025

Bir realiteye iki ilke eklendiğinde bir kuram, iki ilkeye bir yöntem eklendiğinde ise bir ideoloji doğar.


***


İdeoloji ve teolojinin ağırlık merkezi, dünyanın üç halini yani zaman/zeminin geçmiş, şimdi, gelecek fotografını nasıl tasavvur ettiğidir. Olanı söyleme, olasılıkları ifade etme söylemi maddi öngörüdür. Olma arzusu, geleceğin bükülmesi, irade beyanıysa ütopik/distopik idealizmdir.


***


29 Temmuz 2025


Anlaşılır bir bütün inşa etmek zor olsa da sabitlenmiş bir irade gösterilebildiğinde bir teorinin kendi kavramlarıyla bütünleştiği söylenebilir. Misal temsile kapı aralar ancak pratik itibariyle sürecin içinde yer alan hiçbir şey kendi kavramlarıyla başbaşa, onlarla özdeş kalamaz.



***


Normal şudur: Krizler klasik anlamda kâr oranlarının düşmesi ve zincirleme etkiyle ortaya çıkar. Bunları ekonomi baronları ve yönetici irade üretim ve yatırım teşvikini artırarak emeğe ödenen bedeli yükselterek antagonistik çelişkileri rahatlatıcı önlemlerle arşa varmadan düşürür.


***

İnsan bilgiyi güce, gücü yasaya dönüştürebilen canlı türüdür. Kanun, gücün mevzuatını tanzim eder. Tüm dünyada siyasi irade için hukuk, daima fiili durumu yasallaştırma çırpınışlarıdır. Belireni değil belirliliği tanımlar, kudretlinin durumunu belirler. Hazır olanı imtiyazlandırır.


***


Anlaşılır bir bütün inşa etmek zor olsa da sabitlenmiş bir irade gösterilebildiğinde bir teorinin kendi kavramlarıyla bütünleştiği söylenebilir. Misal temsile kapı aralar ancak pratik itibariyle sürecin içinde yer alan hiçbir şey kendi kavramlarıyla başbaşa, onlarla özdeş kalamaz.




Sokrates'in "Tek şey biliyorum o da hiçbir şey bilmediğimdir" aforizmasının orijinali şöyledir.
"Oradan ayrılırken kendi kendime diyordum ki: Bu adamdan daha bilgeyim. Doğrusu ikimizin de güzel, iyi bir şey bildiğimiz yok belki; ama o hiçbir şey bilmezken bildiğini sanıyor, oysa ben bilmiyorsam bildiğimi de sanmıyorum. Öyle sanıyorum ki ben ondan biraz daha bilgeyim, çünkü bilmediğim bir şeyi biliyor diye geçinmiyorum." Sokrates'in Savunması, 21d


***


28 Temmuz 2025

Bugünün kadroları, Kültür Devrimi'nin karşı simetrisinde yer alan gençlerdi. Mao'nun ölümünden sonra iktidarı devralan Hua Guofeng (1921-2008) 1981’de kabul edilen “Partinin ve Devletin Tarihine Dair Bazı Sorunlar Üzerine Karar” (Resolution on Certain Questions in the History of Our Party Since the Founding of the People’s Republic of China) belgesine zemin hazırladı. Deng Şiaoping, bu süreçte Mao’nun mirasını eleştirirken partinin birliğini koruma arasında hassas bir denge kurmaya çalıştı ve Mao’nun katkılarını %70 olumlu, %30 hatalı olarak değerlendirildi. 14 Mart 2013 tarihinden beri görevde olan Çin Komünist Partisi Genel Sekreteri ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, bugün partinin ideolojik çizgisini Marx, Lenin, Mao Zedong Düşüncesi ve Deng Xiaoping Teorisi olarak ifade etmektedir.

***

Trafik kazasında ölen yazarlar:
Margaret Mitchell, Albert Camus, Nathanel West, Roland Barthes, Italo Svevo, WG. Sebald, Halis Altındağ, Abdülkadir Bulut, Haşim Çatış, Mehmet Çavuşoğlu, Asaf Çiyiltepe, Vedat Dalokay, Mehmed Fuat Köprülü, Nevzat Üstün, Kâmran Yüce, Eser Gürson, Selahattin Karakayan. Kaynak: Kitap-lık Aylık Edebiyat Dergisi, Otomobil Dosyası, Ocak 2003, Sayı 57, s. 78-79 Hepsinin hikayesi farklıdır, örn: Roland Barthes, 25 Şubat 1980 tarihinde Paris’te, Collège de France yakınlarında bir kamyonetin çarpması sonucu ağır yaralandı. Olay, Barthes'ın François Mitterrand ile bir öğle yemeği buluşmasının ardından meydana geldi. Kaza, Paris’in 5. bölgesindeki rue des Écoles’da saat 15.oo civarında gerçekleşti. Yazara yaya geçidinde yürürken bir çamaşırhane kamyoneti çarptı. Hemen Pitié-Salpêtrière Hastanesi’ne kaldırıldı, burada bir ay boyunca yoğun bakımda kaldı. 25 Mart 1980 tarihinde, kazadan yaklaşık bir ay sonra solunum komplikasyonları ve enfeksiyon nedeniyle hayatını kaybetti.


***

27 Temmuz 2025

Sıradan Amerikalının kafası çok karışık, işin tuhafı bu olağanüstü hal onlar için olağan bir durum. Batman, Superman gibi dünyayı kurtaran yarı zamanlı kahramanların oyunlarına endekslenmiş merkezi kültür, ekrana düşen gerçek ile sürreal hakikati tahrif eden simulasyonu ayırtetme becerisine sahip değil. Kötüyü temsil eden Ötekinin hayaleti, devletin varlığının garantisi. Vasat ABD vatandaşı, dünyanın gidişatını değiştiren tüm derin komplolara Pavlov'un beklediği tepkileri veriyor. JFK komplosu hâla tarihin derinliklerinde kalan, ödenmeyen faturası soğuk savaş aktörlerine çıkarılan bir cinayettir.

***

Whatever happened in history happened that way because it had to happen and it could not have happened otherwise. / Tarihte ne olmuşsa öyle olması gerektiği ve başka türlü olamayacağı için olmuştur.


***


Politik ekonomi teriminin ilk kullanımı Antoine de Montchrestien'e (1575 - 1621) aittir. 1615'te yayımladığı kitabının adı Traicté de l'économie politique / Politik Ekonomi Üzerine İnceleme'dir.


***

25 Temmuz 2025

Bugün 93 yaşında olan Abel Aganbegyan, (d. 1932) Gorbaçov döneminde piyasa ekonomisine geçişinin mimarlarındandır. McDonald's reklamında oynayan Mihail Gorbaçov 1990'da ABD'yle flörtleşirken Politbüro'dan Yegor Ligachev "sınıf savaşı devam edecektir" açıklaması yapıyordu. Stalin havarisi Kaganoviç sessizdi. Dönem Nina Aleksandrovna Andreyeva'nın Perestroyka Karşıtı Manifesto'yu yayımladığı yıllardır. Joseph Stalin, 1941'de "Planlı ekonomi isteğimiz bir şey değil bizim için kaçınılmaz olandır. SSCB'de aksi takdirde her şey çöker. Çünkü burjuvazinin orantısızlıkları düzeltmesine yardımcı olan piyasa ve ticaret gibi mekanizmaları yok ettik. Her şeyi kendi üzerimize aldık. Planlı ekonomi bizim için ekmek tüketimi kadar kaçınılmazdır. Bunun nedeni bizim "iyi adamlar" olmamız ve her şeyi yapabilmemiz, kapitalistlerin ise bunları yapamamasında değildir. Sorun tüm işletmelerin bizde birleşik olması ve tek merkezden yönetilmesindedir" der.


***


Bugün Soner Yalçın bir benzetme yapmış ancak teorik zeminin bir öncesi var. Michel Foucault, Hapishanenin Doğuşu'nda Panoptikon metaforunu 1975'de dile getirir. Ancak konuya ilk giren filozof Louis Althusser'dir. "İdeoloji ve Devletin İdeolojik Aygıtları/Idéologie et appareils idéologiques d'État" makalesinin yayımlanma tarihi 1970'dir. Lacan'ın psikanalitik özne ve simgesel düzen kavramları, Althusser'in "interpelasyon" teorisinde etkili olmuştur. Interpelasyon, Fransızca “interpellation” kelimesinden gelir. Kelime, "çağırma/çağrıya yanıt verme" anlamına sahiptir. Althusser bu kavramı ideolojinin bireyleri toplumsal rollerine ve yapılarına bağlama sürecini açıklamak için kullanır. Ne diyor Althusser? İnsanlar her şeyi kendi başlarına, kendi akılları ve tarihsel tecrüleriyle anlamalı. Ancak anakronizme, parakronizme, prokronizme düşmeden.


***

Kıyas, bir ölçme birimi ve ilerlemenin anahtarıdır. Kendini rekabete ve dışarının etkilerine kapatan akıl, hücre misali penceresiz meskene benzer.


***


Empatiyi anlarız ama müslüman dervişlerde, Hintli fakirlerde olduğu gibi ifrata kaçan fazlası azap kültürüdür. Sınır varsa mesafe vardır, mesafe varsa özdeşlik yoktur. Her varlığın himayesi, gölgesi, zemini, ekonomisi, hegemonya alanı olması somut durumda birbiri üzerine kapanmış bir özdeşlik fikrini geçersiz kılar. Unutmamak lazım: Aklın bize vermediğini ahlâk da vermez.



***


Her konuda gerçeğe dair bir fotoğraf üzerine büyüteç tutulduğunda ya da istatistiki olarak sergilendiğinde izleyicide inanılmaz bir hayret yaratır.


***


Vicdan somuta bakar, yanılmaz; yanılan soyutlama bilinciyle kırılmış, kullanılma değeri olan hakikati kavramsallaştırmış olan akıldır.


***


23 Temmuz 2005


Gramerperestler dilin anlam inşa etme, düşünce oluşturma, ifade kurma süreçleriyle ilgisini yok sayarak "yanlış" diyorlar. Oysa bütün diller gibi Türkçe de yaşayan, iklim koşullarına bağlı olarak dönüşen, gereğinde yoktan var olan bir organizmadır.


***


Fotografçı kadraja aldığı kareyi hafızanın biyolojik mekanından kopyalayarak arşivler. Şehrin İtirazı adlı fotoğraf sergisi 17 fotoğrafçının 58 eserinden oluşuyor ve A. Nur Türk, Cem Ersavcı, Denef Huvaj, Dersu Saral, Dina Ogavona, Ece Nur Saygın, Emre Baykal, Gülbin Özdamar Akarçay, Murat Aslan, Mustafa Mesut Şık, Nur Sevim Başar, Reyhan Mente, Savaş Onur Şen, Sevil Alkan, Suzan Pektaş, Şafak Hacaloğlu, Yasemin Çinal’ın eserleri yer alıyor.



***


20 Temmuz 2005

Neo klasik ekonomiden epistemolojik kopuşu temsil eden heteredoks yaklaşım Marshall Sahlins'in Taş Devri Ekonomisi'nde, Lenin'in 26 Mayıs 1918 tarihli "Ulusal İktisat" konuşmasında, Marx'ın Gotha'sında, Veblen'in Theory of the Leisure Class'ında Murray Bookchin'in ekolojisindedir. Neoklasik ekonomiden kopuşu temsil eden heteredoks örnekler şöyle:
Karl Polanyi, The Great Transformation (1944) John Maynard Keynes, The General Theory of Employment, Interest and Money (1936) Joan Robinson, An Introduction to Modern Economics (1973) Oliver Williamson, Markets and Hierarchies: Analysis and Antitrust Implications (1975) Samir Amin, Unequal Development (1976) Herman Daly, Steady-State Economics (1977) Hyman Minsky, Stabilizing an Unstable Economy (1986) Elinor Ostrom, Governing the Commons (1990) Douglass North, Institutions, Institutional Change and Economic Performance (1990) Nancy Folbre, Who Pays for the Kids? (1994) Amartya Sen - Development as Freedom (1999) Türkçe'ye çevrilen eserler: Karl Polanyi - Büyük Dönüşüm John Maynard Keynes - İstihdam, Faiz ve Paranın Genel Teorisi Samir Amin - Eşitsiz Gelişme Elinor Ostrom - Ortaklaşa Kullanılan Kaynakların Yönetimi Douglass North - Kurumlar, Kurumsal Değişim ve Ekonomik Performans Amartya Sen - Özgürlükle Kalkınma


***

Gini katsayısı (Gini coefficient) bir toplumdaki gelir veya servet eşitsizliğini ölçen ekonomik göstergedir. Servet eşitsizliği rakamlarına göre ülkeleri küçükten büyüğe sıralarsak: Japonya'da üst %1'in toplam servetin %18-20'sini, Almanya'da %20-25'ini, İran'da %30-40'ını, ABD'de %30-35'ini, Rusya'da %40-50'sini ve Türkiye'de ise %79'unu kontrol ettiği görülmektedir.


***

Düşünceler aktarılabilir ama duygular karşı tarafın muhayyilesine kopyalanamaz. Açıkladığınızda muarızınız, hasmınız ya da aynı kapı merceğinden baktığınız hısmınız, dostunuz ne derseniz deyin; eğer sizinle aynı tecrübeyi yaşamamışsa çaresiz kalır süt gibi laf kesilir diyalogda bir adım öteye geçemezsiniz.


***


İsrail neden Dürzileri korumak için Suriye'yi vuruyor?" sorusunun cevabı var. Cünkü İsrail'de yaklaşık 130 bin Dürzi yaşıyor ve İsrail ordusunda aktif olarak görev yapıyor. İsrail, kendi vatandaşları olan Dürzilerle Suriye ve Lübnan'daki Dürziler arasındaki bağları gerekçe göstererek, bölgedeki Dürzileri koruma iddiasını meşrulaştırıyor. Hizbullah ve İran’a karşı denge unsuru olması ikinci bir neden olarak sayılabilir. İsrail, Hizbullah'ın Lübnan ve Suriye'deki etkisini kırmak için Dürzileri bir karşı güç olarak görüyor.

***

Hiperekspleksi, Fregoli, Munchausen, dissosiyatif füg; capgras ya da cotard sendromu; hepsinde, dispositifle devletin hayatlaşmasına, bedenin makinalaşmasına göndermeler yapılabilir. Ruh sağlığından şüphe duyduklarımızın tümü, düşünme biçimimizi sekteye uğratan aykırı bir aritmetiğin üyeleridir; bizi programlayan aygıta dair içten, özgün ama kabul edilemez itiraf ve itirazlarda bulunmuşlardır. Toplum, insanların delirme nedenin, toplumun bizzat kendi olduğunu gerçeğini es geçer.

***

19 Temmuz 2005

Rusya, Ukrayna vd. dışarıdan gelen yabancı alıcılar yerel kredi kısıtlamalarına rağmen Akdeniz illerindeki talepte etkili olmaya devam ediyor; bu durum jeopolitik istikrarsızlıklarla da destekleniyor. Yapısal arazlar bir yana tüm dünyada kara para akışı genellikle gayrimenkuller üzerinden aklanır.

***

1922 yılında Tiflis doğumlu Josef Stalin, Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri olarak yeni atanmıştı ve Milliyetler Halk Komiseri sıfatıyla Kafkasya bölgesindeki politik gelişmelerde önemli bir rol oynuyordu. Cemal Paşa suikastı, anti Bolşevik olan Taşnak Partisi'nin Nemesis Operasyonu kapsamında düzenlediği bir dizi suikasttan biri olarak kabul edilir. Stalin'in bu suikastta fikir beyan etmemesi düşündürücüdür.

***

Yıldızların ışığı bize ulaştığında, onların geçmişteki halini görürüz; buna astronomik "paralaks" denir.


***


Web sonuçlarına göre, Çin'in toplam mevduatları Ocak 2025'te 42,328.47 milyar dolar (42.33 trilyon dolar) seviyesinde. Ancak bu, tüm bankacılık sisteminin toplam mevduatını kapsıyor (hanehalkı, şirketler vb.). Hanehalkı mevduatının 20 trilyon dolar olduğu göz önüne alındığında, bu rakam Çin'in toplam rezervlerinin yaklaşık yarısına denk geliyor.


***

Friedrich Nietzsche, Benedictus de Spinoza'yı ilk keşfettiğinde yaşadığı heyecanı 30 Temmuz 1881 tarihinde dostu Franz Overbeck'e yazdığı mektupta şöyle tarif eder: Bütünüyle şaşkın, bütünüyle büyülenmiş bir durumdayım. Spinoza'yı bilmiyordum. Bu sıradışı düşünürde kendimi görüyorum.


***


William Petty, (1623 – 1687) ekonomi politik ve istatistiğin kurucu ismidir. "İstatistik" veri toplama, düzenleme, analiz etme, sonuçları yorumlama ve sunma bilimidir. Bir veri kümesinden anlamlı sonuçlar çıkarmayı, belirsizlikleri değerlendirmeyi ve genellemeler yapmayı amaçlar. Bu arada konuyla ilgili bir kitap tavsiyesi: Ian Hacking, Şansın Terbiye Edilişi


***


Her küme kendi ilkesini kendi terekesinde görür. Uzmanlığa elbette saygı duyulur ama bilgi, birikimin yarattığı bir tutukluk, sakındıran ağırlıklar vardır. Oysa yaratıcı katkılar hep dışarıdan gelmiştir. Marx iktisatçı değildir. Van Gogh, Gauguin resim eğitimi almamıştır, Wittgenstein mühendistir vd.


***


Cari Schmitt'in hukuk yaklaşımı daha çok devlet egemenliği, siyasi karar ve dost-düşman ayrımı gibi soyut kavramlara dayanır. 1936'da bir hukuk konferansında yaptığı konuşma, SS tarafından fazla "teorik" ve rejimin pratik hedeflerinden uzak bulundu. Bu, onun rejim içindeki konumunu zayıflattı. SS'nin yayın organı Das Schwarze Korps'ta Schmitt'e yönelik bir dizi eleştirel makale yayımlandı. Bunları okuyabilseydik onun hakkında daha fazla konuşabilirdik. Yazıları ve fikirleriyle Nazi rejiminin hukuki meşrulaştırılmasına neden olmasına rağmen Nürnberg Mahkemeleri'nde ona yönelik içeriden suçlamaların yarattığı mesafe sayesinde hiç yargılanmadı.


***


Bazen bir şey her şeyin, bazen de her şey bir şeyin sebebi olur.


***


Kimse şu soruyu sormaz, özgürlük derken neyi kastediyorsunuz?" diyor
@AltugYucel Muhtemelen aşağıdaki filozoflara göre cevaplar şöyledir: Platon: Özgürlük, ruhun arzulara değil akla boyun eğmesiyle mümkündür. Aristoteles: Özgürlük, insanın akıl yoluyla erdeme ulaşması ve iyi bir yaşam sürmesidir. Augustinus: Özgürlük, insanın Tanrı’nın lütfuyla günahın köleliğinden kurtulmasıdır. Thomas Aquinas: Özgürlük, insanın Tanrı’nın iradesine uygun ahlaki seçimler yapabilmesidir. René Descartes: Özgürlük, insanın kendi aklını kullanarak doğru bilgiye ulaşmasıdır. Thomas Hobbes: Özgürlük, dışsal engellerin (fiziksel veya yasal) olmaması durumudur. John Locke: Özgürlük, bireyin doğal hakları olan yaşamının ve mülkiyetinin korunmasıyla mümkündür. Baruch Spinoza: Özgürlük, insanın kendi doğasının gerekliliklerini anlaması ve buna uygun hareket etmesidir. David Hume: Özgürlük, insanın tutarlı bir şekilde kendi arzularına göre hareket edebilmesidir. Jean-Jacques Rousseau: Özgürlük, insanın doğal durumunda, toplum sözleşmesi öncesi sahip olduğu sınırsız bağımsızlık halidir. Immanuel Kant: Özgürlük, ahlaki özerklik olarak, bireyin aklını kullanarak evrensel ahlak yasalarına uymasıdır. Georg Wilhelm Friedrich Hegel: Özgürlük, bireyin kendini tarihsel ve toplumsal bir süreçte gerçekleştirmesidir. Karl Marx: İşbölümünden arındırılmış toplumda özgürlük, sınıfsal sömürüden kurtulmuş bireyin kendi emeğinin efendisi olmasıdır. Mikhail Bakunin: Özgürlük, her türlü otorite ve hiyerarşiden kurtulmaktır. Friedrich Nietzsche: Özgürlük, bireyin kendi değerlerini yaratması ve sürü ahlakından kurtulmasıdır. Søren Kierkegaard: Özgürlük, bireyin Tanrı’yla ilişkisinde kendi varoluşsal seçimlerini yapmasıdır. Martin Heidegger: Özgürlük, varlığın anlamını sorgulayarak otantik bir yaşam sürmektir. Hannah Arendt: Özgürlük, bireyin kamusal alanda siyasi eylemde bulunabilmesidir. Karl Popper: Özgürlük, açık bir toplumda eleştirel düşünceyle yanlışları düzeltebilmektir. Frantz Fanon: Özgürlük, sömürgecilik ve ırkçılık gibi baskıcı yapılardan kurtulmaktır. Albert Camus: Özgürlük, absürt bir dünyada anlamsızlığa karşı bireyin kendi anlamını yaratmasıdır. Jean-Paul Sartre: Özgürlük, insanın varoluşsal olarak kendi özünü yaratma sorumluluğudur. Simone de Beauvoir: Özgürlük, bireyin toplumsal cinsiyet rolleri gibi dışsal baskılardan kurtulmasıdır. Emmanuel Levinas: Özgürlük, ötekinin sorumluluğunu alarak etik bir yaşam sürmektir. Herbert Marcuse: Özgürlük, bireyin kapitalist toplumun tüketim kültüründen kurtulmasıdır. Michel Foucault: Özgürlük, bireyin güç ilişkilerinden sıyrılarak kendi öznelliğini inşa etmesidir. Maurice Merleau-Ponty: Özgürlük, bedensel ve toplumsal bağlamda insanın dünyayla ilişkisidir. Noam Chomsky: Özgürlük, bireyin otoriter güçlere karşı eleştirel düşünceyle direnmesidir. Jürgen Habermas: Özgürlük, bireyin iletişimsel akıl yoluyla özerk bir topluma katkıda bulunmasıdır.


***


16 Temmuz 2005


Karanlığın aydınlığa ihtiyacı yoktur ancak aydınlığın karanlığa ihtiyacı vardır.


***


14 Temmuz 2025

Aptallık, insanlığın en büyük suçu "budalalık" ise bu durumun sonucu ve en ağır cezasıdır. Bu iki kavram, birbirine zincirlenmiş bir döngüde, insanın kendi zihninin tuzağına düşmesinin hikâyesini anlatır. Aptallık, düşünmeden hareket etmek, gerçeği görmezden gelmek ya da bencilliğin gölgesinde kaybolmaktır; budalalık ise bu hatanın bedelini, çoğu zaman farkında bile olmadan kendi elleriyle ödemektir. Ne bir mahkeme ne de bir yargıç gerekir; çünkü bu suçun cezası insanın kendi aymazlığında saklıdır.


***


Mimar Sinan’ın tasarladığı Zeyrek'teki Çinili Hamam'da Senegal doğumlu İngiliz sanatçı Anousha Payne'nin (d. 1991) mekâna özgü işlerden oluşan sergisi "Murmurations" devam ediyor. Küratör, 2007'de Galatasaray Üniversitesi, Ekonomi bölümü'nde lisansını, 2007–2009 arasında Sciences Po Paris'te "Sanat ve Medya Yönetimi" alanında yüksek lisansını tamamlayan Anlam de Coster. 16 Mayıs 2025'te başlayan etkinliği 15 Ağustos’a kadar görmek mümkün.


***


13 Temmuz 2025

Mümkün, zaten olan değildir. Tarihin bir yerinde, mücbir bir sebeple sıradışı bir tezahür, bir anomali, bir emrivaki olarak zuhur edendir. Şartların edepsizce yarattığıdır. Elmas sertliğinde sorular sormanın tam vaktidir.


***


Toplumsal değişimler kuvvetlinin iktidarının değil zayıfların lanetinin eseridir.


***

Rusya Federasyonu Komünist Partisi (KPRF) günümüzde yasal olarak faaliyet gösteren ve parlamentoda temsil edilen önemli siyasi partilerden biridir. Sovyetler Birliği Komünist Partisi'nin (SBKP) ardılı olarak kabul edilir. 2021 seçimleri sonuçlarına göre 450 sandalyeden %18.93 oy oranıyla 57 milletvekiline sahiptir.


***


Freud okulu dışında Alfred Adler, (1870 –1937) Emil Kraepelin, (1856 – 1926) Dorothea Dix, (1802 – 1887) gibi isimler vardır. Bir psikiyatrist olmamasına rağmen, 19. yüzyılda akıl hastalarına yönelik kötü muamelelere karşı savaşan ve ruhsal hijyen hareketinin öncülerinden olan Dix, yoksul ve dışlanmış hastaların insanlık dışı koşullarda yaşadıklarını gözlemlemiş ve onların daha insancıl koşullarda tedavi edilmesi için büyük çaba göstermiştir. Psikoloji, psikiyatri literatüründe Alfred Adler gibi sosyal psikoloji alanında literatüre geçen başka adlar da vardır

Antipsikiyatri hareketi: Ronald David Laing, Thomas Szasz, David Cooper, Franco Basaglia ya da konu hakkında fikir üreten Michel Foucault, Gilles Deleuze, Félix Guattari vd. Tekili çoğullaştırmadan, varlıkları sürüleştirmeden disiplinleri sistemleri, kategorileri, öğretileri inşa etmek mümkün değildir.


***


7 Temmuz 2025

Bir film listesi denemesi:

1941 - Yurttaş Kane - Orson Welles 1942 - Casablanca - (Casablanca) - Yönetmen: Michael Curtiz 1952 - Karanlık Dünya - Yönetmen: Metin Erksan 1953 - Aşk İki Kişiliktir - Yönetmen: Metin Erksan 1954 - Yedi Gün - Yönetmen: Metin Erksan 1955 - Ölüm Pazarı - Metin Erksan 1955 - The Ladykillers - (Katiller Arasında) - Yönetmen: Alexander Mackendrick (Peter Sellers başrolde) 1956 - Dokuz Dağın Efesi - (The Master of Nine Mountains) - Yönetmen: Metin Erksan 1957 - Gecelerin Ötesi - (Beyond the Nights) - Yönetmen: Metin Erksan 1958 - Şoför Nebahat - (Driver Nebahat) - Yönetmen: Metin Erksan 1959 - Üç Tekerlekli Bisiklet - (Three-Wheeled Bicycle) - Yönetmen: Metin Erksan 1959 - The Mouse That Roared - (Kükreyen Fare) - Yönetmen: Jack Arnold (Peter Sellers başrolde) 1960 - Kanal - (Canal) - Yönetmen: Metin Erksan 1961 - Acı Hayat - (Bitter Life) - Yönetmen: Metin Erksan 1961 - Yüz Dolarlık Sirk - (The Dollar Circus) - Yönetmen: Sergei Leone/Clint Eastwood 1962 - Ivan's Childhood - (İvan'ın Çocukluğu) - Yönetmen: Andrei Tarkovsky 1962 - Lolita - (Lolita) - Yönetmen: Stanley Kubrick (Peter Sellers başrolde) 1962 - Sevmek Zamanı - (Time to Love) - Yönetmen: Metin Erksan 1963 - Susuz Yaz - (Dry Summer) - Yönetmen: Metin Erksan 1963 - The Pink Panther - (Pembe Panter) - Yönetmen: Blake Edwards (Peter Sellers başrolde) 1964 - A Shot in the Dark - (Karanlıkta Bir Vuruş) - Yönetmen: Blake Edwards (Peter Sellers başrolde) 1964 - Dr. Strangelove or: How I Learned to Stop Worrying and Love the Bomb - (Dr. Garip Aşk veya Bombayı Sevmeyi Nasıl Öğrendim) - Yönetmen: Stanley Kubrick (Peter Sellers başrolde) 1964 - İntikam Meleği - (Angel of Revenge) - Yönetmen: Metin Erksan 1965 - Kuyu - (The Well) - Yönetmen: Metin Erksan 1965 - What's New Pussycat? - (Yeni Ne Var Kedicik?) - Yönetmen: Clive Donner (Peter Sellers başrolde) 1966 - After the Fox - (Tilkiden Sonra) - Yönetmen: Vittorio De Sica (Peter Sellers başrolde) 1966 - Andrei Rublev - (Andrey Rublev) - Yönetmen: Andrei Tarkovsky 1966 - Bir Avuç Dolar - (A Fistful of Dollars) - Yönetmen: Clint Eastwood/Lee Van Cleef 1966 - Haremde Dört Kadın - (Four Women in the Harem) - Yönetmen: Metin Erksan 1966 - İyi Kötü Çirkin - (The Good, the Bad and the Ugly) - Yönetmen: Sergio Leone 1967 - Kadın Hamlet - (Woman Hamlet) - Yönetmen: Metin Erksan 1967 - The Bobo - (Bobo) - Yönetmen: Robert Parrish (Peter Sellers başrolde) 1967 - Casino Royale - (Casino Royale) - Yönetmen: Val Guest, Ken Hughes, John Huston, Joseph McGrath, Robert Parrish (Peter Sellers başrolde) 1968 - Devlerin Öcü - (Revenge of the Giants) - Yönetmen: Metin Erksan 1968 - The Party - (Parti) - Yönetmen: Blake Edwards (Peter Sellers başrolde) 1969 - Kalbinin Sesine Bak - (Listen to Your Heart) - Yönetmen: Metin Erksan 1969 - The Magic Christian - (Sihirli Hristiyan) - Yönetmen: Joseph McGrath (Peter Sellers başrolde) 1970 - Hoffman - (Hoffman) - Yönetmen: Alvin Rakoff (Peter Sellers başrolde) 1970 - There's a Girl in My Soup - (Çorbamda Bir Kız Var) - Yönetmen: Roy Boulting (Peter Sellers başrolde) 1970 - Vukuatsız Bir Gece - (A Night Without Incident) - Yönetmen: Metin Erksan 1971 - And Woman (Ve Kadın) - Yönetmen: Metin Erksan 1972 - Şeytanın Uşakları - (Servants of the Devil) - Yönetmen: Metin Erksan 1972 - Solaris - (Solaris) - Yönetmen: Andrei Tarkovsky 1973 - Kızıl Vadi - (Red Valley) - Yönetmen: Metin Erksan 1974 - İhtiras Fırtınası - (Storm of Passion) - Yönetmen: Metin Erksan 1974 - Akbabaların Son Dansı - (The Last Dance of the Vultures) - Yönetmen: Patman Sydney Pollack 1974 - Soft Beds, Hard Battles - (Yumuşak Yataklar, Sert Savaşlar) - Yönetmen: Roy Boulting (Peter Sellers başrolde) 1975 - Mirror - (Ayna) - Yönetmen: Andrei Tarkovsky 1975 - Unutama Beni - (Forget Me Not) - Yönetmen: Metin Erksan
1975 - Ağrı Dağı Efsanesi - The Legent of Mounth Ararat - Yönetmen: Memduh Ün 1976 - Bir Demet Menekşe - (A Bunch of Violets) - Yönetmen: Metin Erksan 1976 - The Pink Panther Strikes Again - (Pembe Panter Tekrar Vuruyor) - Yönetmen: Blake Edwards (Peter Sellers başrolde)
1977 -Gizli Bir Yaşam, A Hidden Life - Terrence Malick (2019) A Fish Called Wanda (Wanda Adında Bir Balık, 1988) - Charles Crichton A Passage to India (Hindistan’a Yolculuk, 1984) - David Lean Birdman of Alcatraz (Alcatraz Kuşçusu, 1962) - John Frankenheimer Blue Velvet (Mavi Kadife, 1986) - David Lynch Capote (2005) - Bennett Miller City Slickers (Şehirli Züppeler, 1991) - Ron Underwood Fargo (1996) - Joel Coen (Ethan Coen ile birlikte) Henry V (1989) - Kenneth Branagh Judgment at Nuremberg (Nürenberg Duruşması, 1961) - Stanley Kramer Married to the Mob (Babanın Metresi, 1988) - Jonathan Demme Midnight Cowboy (Geceyarısı Kovboyu, 1969) - John Schlesinger Mississippi Burning (Mississippi Yanıyor, 1988) - Alan Parker Network (Şebeke, 1976) - Sidney Lumet Platoon (Müfreze, 1986) - Oliver Stone Red River (Kanlı Nehir, 1948) - Howard Hawks Reversal of Fortune (Talihin Dönüşü, 1990) - Barbet Schroeder Six Degrees of Separation (1993) - Fred Schepisi The Adventures of Priscilla, Queen of the Desert (Priscilla Çöller Kraliçesi, 1994) - Stephan Elliott The Apartment (Garsoniyer, 1960) - Billy Wilder The Barefoot Contessa (Çıplak Ayaklı Kontes, 1954) - Joseph L. Mankiewicz The Manchurian Candidate (Casuslara Karşı, 1962) - John Frankenheimer Twelve Angry Men (12 Öfkeli Adam, 1957) - Sidney Lumet Witness For the Prosecution (Beklenmeyen Şahit, 1957) - Billy Wilder Felliniler: 1954 - La Strada - (Yol) - Yönetmen: Federico Fellini 1957 - Le Notti di Cabiria - (Cabiria'nın Geceleri) - Yönetmen: Federico Fellini 1960 - La Dolce Vita - (Tatlı Hayat) - Yönetmen: Federico Fellini 1963 - 8½ - (Sekiz Buçuk) - Yönetmen: Federico Fellini 1965 - Giulietta degli Spiriti - (Giulietta'nın Ruhları) - Yönetmen: Federico Fellini 1969 - Satyricon - (Satirik) - Yönetmen: Federico Fellini 1972 - Roma - (Roma) - Yönetmen: Federico Fellini 1973 - Amarcord - (Amarcord) - Yönetmen: Federico Fellini 1976 - Casanova - (Casanova) - Yönetmen: Federico Fellini 1980 - La Città delle Donne - (Kadınlar Şehri) - Yönetmen: Federico Fellini 1983 - E la Nave Va - (Gemi Gidiyor) - Yönetmen: Federico Fellini 1986 - Ginger e Fred - (Ginger ve Fred) - Yönetmen: Federico Fellini 1990 - La Voce della Luna - (Ayın Sesi) - Yönetmen: Federico Fellini

Gizli Bir Yaşam, A Hidden Life - Terrence Malick (2019) A Fish Called Wanda (Wanda Adında Bir Balık, 1988) - Charles Crichton A Passage to India (Hindistan’a Yolculuk, 1984) - David Lean Birdman of Alcatraz (Alcatraz Kuşçusu, 1962) - John Frankenheimer Blue Velvet (Mavi Kadife, 1986) - David Lynch Capote (2005) - Bennett Miller City Slickers (Şehirli Züppeler, 1991) - Ron Underwood Fargo (1996) - Joel Coen (Ethan Coen ile birlikte) Henry V (1989) - Kenneth Branagh Judgment at Nuremberg (Nürenberg Duruşması, 1961) - Stanley Kramer Married to the Mob (Babanın Metresi, 1988) - Jonathan Demme Midnight Cowboy (Geceyarısı Kovboyu, 1969) - John Schlesinger Mississippi Burning (Mississippi Yanıyor, 1988) - Alan Parker Network (Şebeke, 1976) - Sidney Lumet Platoon (Müfreze, 1986) - Oliver Stone Red River (Kanlı Nehir, 1948) - Howard Hawks Reversal of Fortune (Talihin Dönüşü, 1990) - Barbet Schroeder Six Degrees of Separation (1993) - Fred Schepisi The Adventures of Priscilla, Queen of the Desert (Priscilla Çöller Kraliçesi, 1994) - Stephan Elliott The Apartment (Garsoniyer, 1960) - Billy Wilder The Barefoot Contessa (Çıplak Ayaklı Kontes, 1954) - Joseph L. Mankiewicz The Manchurian Candidate (Casuslara Karşı, 1962) - John Frankenheimer Twelve Angry Men (12 Öfkeli Adam, 1957) - Sidney Lumet Witness For the Prosecution (Beklenmeyen Şahit, 1957) - Billy Wilder Felliniler: 1954 - La Strada - (Yol) - Yönetmen: Federico Fellini 1957 - Le Notti di Cabiria - (Cabiria'nın Geceleri) - Yönetmen: Federico Fellini 1960 - La Dolce Vita - (Tatlı Hayat) - Yönetmen: Federico Fellini 1963 - 8½ - (Sekiz Buçuk) - Yönetmen: Federico Fellini 1965 - Giulietta degli Spiriti - (Giulietta'nın Ruhları) - Yönetmen: Federico Fellini 1969 - Satyricon - (Satirik) - Yönetmen: Federico Fellini 1972 - Roma - (Roma) - Yönetmen: Federico Fellini 1973 - Amarcord - (Amarcord) - Yönetmen: Federico Fellini 1976 - Casanova - (Casanova) - Yönetmen: Federico Fellini 1980 - La Città delle Donne - (Kadınlar Şehri) - Yönetmen: Federico Fellini 1983 - E la Nave Va - (Gemi Gidiyor) - Yönetmen: Federico Fellini 1986 - Ginger e Fred - (Ginger ve Fred) - Yönetmen: Federico Fellini 1990 - La Voce della Luna - (Ayın Sesi) - Yönetmen: Federico Fellini

A Fish Called Wanda (Wanda Adında Bir Balık, 1988) - Charles Crichton

A Passage to India (Hindistan’a Yolculuk, 1984) - David Lean Birdman of Alcatraz (Alcatraz Kuşçusu, 1962) - John Frankenheimer Blue Velvet (Mavi Kadife, 1986) - David Lynch Capote (2005) - Bennett Miller City Slickers (Şehirli Züppeler, 1991) - Ron Underwood Fargo (1996) - Joel Coen (Ethan Coen ile birlikte) Henry V (1989) - Kenneth Branagh Judgment at Nuremberg (Nürenberg Duruşması, 1961) - Stanley Kramer Married to the Mob (Babanın Metresi, 1988) - Jonathan Demme Midnight Cowboy (Geceyarısı Kovboyu, 1969) - John Schlesinger Mississippi Burning (Mississippi Yanıyor, 1988) - Alan Parker Network (Şebeke, 1976) - Sidney Lumet Platoon (Müfreze, 1986) - Oliver Stone Red River (Kanlı Nehir, 1948) - Howard Hawks Reversal of Fortune (Talihin Dönüşü, 1990) - Barbet Schroeder Six Degrees of Separation (1993) - Fred Schepisi The Adventures of Priscilla, Queen of the Desert (Priscilla Çöller Kraliçesi, 1994) - Stephan Elliott The Apartment (Garsoniyer, 1960) - Billy Wilder The Barefoot Contessa (Çıplak Ayaklı Kontes, 1954) - Joseph L. Mankiewicz The Manchurian Candidate (Casuslara Karşı, 1962) - John Frankenheimer Twelve Angry Men (12 Öfkeli Adam, 1957) - Sidney Lumet Witness For the Prosecution (Beklenmeyen Şahit, 1957) - Billy Wilder Felliniler: 1954 - La Strada - (Yol) - Yönetmen: Federico Fellini 1957 - Le Notti di Cabiria - (Cabiria'nın Geceleri) - Yönetmen: Federico Fellini 1960 - La Dolce Vita - (Tatlı Hayat) - Yönetmen: Federico Fellini 1963 - 8½ - (Sekiz Buçuk) - Yönetmen: Federico Fellini 1965 - Giulietta degli Spiriti - (Giulietta'nın Ruhları) - Yönetmen: Federico Fellini 1969 - Satyricon - (Satirik) - Yönetmen: Federico Fellini 1972 - Roma - (Roma) - Yönetmen: Federico Fellini 1973 - Amarcord - (Amarcord) - Yönetmen: Federico Fellini 1976 - Casanova - (Casanova) - Yönetmen: Federico Fellini 1980 - La Città delle Donne - (Kadınlar Şehri) - Yönetmen: Federico Fellini 1983 - E la Nave Va - (Gemi Gidiyor) - Yönetmen: Federico Fellini 1986 - Ginger e Fred - (Ginger ve Fred) - Yönetmen: Federico Fellini 1990 - La Voce della Luna - (Ayın Sesi) - Yönetmen: Federico Fellini

***

6 Temmuz 2025

Batı'da ne varsa Doğu'da da o var denilemez. Avrupa'da feodalite bambaşka bir modeldir. Rusya'da Marx'ın öngörüsünde olmayan despotik bir diktatörlük kuruldu. Asyatik göçebe toplumları ayakta tutan ekonomi, yağma ve haraçtır. Marxistlerin tüm dünyada kamplara bölünmelerinin, pembeden kızıla kadar kırmızının tüm tonlarında fikir geliştirmelerinin en önemli nedenlerinden biri ekonomi politikte merkezi çekim alanlarının varlığıydı. SSCB'nin dağılmasıyla birlikte serbest piyasa ideolojisinin kitlesel histerisi alternatif dünya ütopyalarının da sonunu getirdi.


***


Sosyal devrimin şiiri geçmişten beslenmez, onun hayat pınarı gelecektir. Karl Marx, Bkz. HM, s. 347


***


Bedri Baykam, "Sanatçının Hassas Dengeleri" adlı resim sergisi 31 Temmuz 2025 günü saat 17.30'da Kuşadası, Ada Modern Sanat Galerisi'nde açılacaktır.







***